🫏 Tmsf Ye Devredilen Şirketlerden Alacaklı Olanlar
DjINRO. TMSF'ye devredilen şirketlerden hem alacağı hem de borcu olan soluğu mahkemede aldı. Borçlu ve alacaklılar TMSF’ye dava açıp mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor. TMSF ise kendine değil şirkete açmaları gerektiğini belirtiyor. YAKLAŞIK 500 şirketin devredildiği Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu TMSF başını davalardan kaldıramıyor. Önce Bank Asya daha sonra devredilen diğer şirketlerle ilgili hem alacaklı hem borçlu olanlar TMSF’ye dava açmaya başladılar. Şimdiye kadar 70-80 davanın açıldığını söyleyen yetkililer, davaların yanlış yere açıldığını belirtiyor. Şirketlerin tüzel kişiliğinin devam ettiğine dikkat çeken TMSF yetkilileri, davaların bu şirketlere açılması gerektiğini “TMSF’ye davalar açılıyor. Hem Bank Asya için hem de şirketlerin tüzel kişiliği devam ettiği için bu şirketlere açılması gerekiyor. Yani yanlış tüzel kişiliğe açılıyor” dedi. Yetkililer, bugüne kadar açılan davaların 70-80 kadar olduğunu ancak artmasının beklendiğini belirterek, TMSF hukuk bürosunun davalara yetkili tüzel kişiliğin Fon olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini Asya’dan sonra FETÖ soruşturmasını takiben TMSF’ye devredilen şirket sayısı 500’e yaklaştı. Fon’a devredilen şirketlerin büyük bir bölümünü KOBİ’ler oluşturuyor. Yaklaşık 500 şirketin aktif büyüklüğü 30 milyar lira, öz kaynakları ise 15 milyar lira civarında bulunuyor. Ciroları 10 milyar lirayı bulan şirketlerde, yaklaşık 30 bin kişinin istihdam edildiği belirtiliyor. Soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında Boydak, Koza İpek, Naksan, Dumankaya, Alfemo, Yavaşçalar ve Kadıoğlu Grubu’na bağlı şirketler Fon’a devredildi. Fon’a devredilen 30 şirketiyle Boydak Grubu, ilk sırada yer alıyor. Boydak Grubu’nun milyar lira aktif büyüklüğü, milyar lira cirosu, 13 bin çalışanı
1110 Haber Kaynağı AA FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında sahipleri ya da yöneticileri gözaltına alınıp tutuklanan bazı şirket ya da ticari işletmelerde, yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler KHK doğrultusunda Eylül 2016'dan itibaren kayyumların yetkileri TMSF'ye devredildi. Alınan bilgiye göre, soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında Boydak, Koza İpek, Aydınlı Giyim, Uğur Soğutma gibi şirketlerin de bulunduğu Türkiye'nin 38 kentinden 885 şirkette kayyumların yetkileri TMSF'ye devredildi veya Fon, bu şirketlere kayyum olarak atandı. Ayrıca, TMSF 123 şirkete pay kayyumu, 108 gerçek kişinin de mal varlıklarına kayyum atadı. Şirketlerin aktif büyüklüğü yüzde 16 arttı TMSF, şirket yönetme tecrübesi ve Bankacılık Kanunu'ndaki yetkilerini kullanarak, kayyum olarak yönettiği şirketlerde çalışanların mağdur olmamaları ve istihdamın olumsuz etkilenmemesi için gerekli tedbirleri aldı. Fon, yargılama veya satış/tasfiye işlemleri sonuçlanıncaya kadar kayyum olduğu şirketlerin "basiretli tacir" gibi yönetilmesini sağlamayı, bu şirketlerin öz kaynaklarını, istihdamlarını ve değerlerini kaybetmeden milli ekonomiye geri kazandırılmasını hedefledi. Bu kapsamda şirketlerin TMSF'ye devrolmasından bugüne kadar öz kaynakları yüzde 10, ciroları yüzde 24, aktif büyüklükleri yüzde 16 artarken, karlılıkları da büyük oranda yükseldi. Böylece 885 şirketin, 31 Mart itibarıyla toplam aktif büyüklüğü 58,98 milyar lira, öz kaynak toplamı 22,56 milyar lira, ciro toplamı 7,93 milyar lira ve güncel dönem karı 0,98 milyar lira seviyesinde gerçekleşti. Şirketlerde istihdam edilen kişi sayısı ise 44 bin 540 oldu. Öte yandan, Asya Katılım Bankası AŞ nezdinde bulunan sigorta kapsamındaki hak sahiplerine TMSF tarafından 974 milyon 402 bin 305,79 liralık ödeme hazırlanan şirketler var FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, TMSF'den 672 sayılı KHK ile 12 kişi, 683 sayılı KHK ile de 3 kişi olmak üzere toplam 15 kişi kamu görevinden çıkartıldı. Bununla birlikte 683 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkartılan 2 kişi, yapılan soruşturma ve Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kararı çerçevesinde görevlerine iade edildi. FETÖ bağlantısı olduğu tespit edilen şirketlerden bugüne kadar 4'ünde hisse, birinde ise ticari ve iktisadi bütünlük satışı yapıldı. Halihazırda ticari iktisadi bütünlük yoluyla satışa hazırlanan şirketler bulunurken, değerleme ve ihale süreçleri devam ediyor. En büyük 4 şirkette 22 bine yakın kişi istihdam ediliyor KHK'lar kapsamında TMSF'ye devredilen ya da Fon'un kayyum olarak atandığı şirketler arasında en büyükleri Boydak, Koza İpek, Aydınlı Giyim ve Uğur Soğutma olarak öne çıkıyor. Boydak'ın, TMSF'ye devrinden bu yana aktif büyüklüğü yüzde 47 artarak 11,28 milyar liraya yükseldi. Bu dönemde aktif büyüklük, Koza-İpek'te yüzde 44 artarak 7,66 milyar liraya, Aydınlı Giyim'de yüzde 84 yükselerek 4,49 milyar liraya ulaştı. Uğur Soğutma'nın aktif büyüklüğü ise yüzde 28 artışla 2,63 milyar lira oldu. Söz konusu 4 şirketin toplam aktifi 26 milyar lirayı aştı ve TMSF yönetimindeki 885 şirketin aktifinin yüzde 44,2'sini karşıladı. Çalışan sayısı açısından bakıldığında, devir tarihinden bu yana Boydak'ta yüzde 1'lik düşüşle 12 bin 62'ye gerilerken, Koza İpek'te yüzde 32'lik artışla 2 bin 311'e ulaştı. Aydınlı Giyim'de istihdam edilen kişi sayısı TMSF'ye devir öncesi 3 bin 872 iken, bu rakam mevcutta 5 bin 9'a yükseldi. Aynı dönemde Uğur Soğutma'daki çalışan sayısı ise yüzde 7'lik yükselişle 2 bin 485 oldu. Bu da en büyük 4 şirkette istihdam edilen kişi sayısının 22 bine yakın olduğunu ortaya koydu. Ciro rakamları Boydak, Koza İpek, Aydınlı Giyim ve Uğur Soğutma'da sırasıyla yüzde 23, yüzde 124, yüzde 48 ve yüzde 24 artış kaydetti. Böylece 31 Mart itibarıyla ciro; Boydak'ta 2,85 milyar lira, Koza İpek'te 0,49 milyar lira, Aydınlı Giyim'de 0,69 milyar lira ve Uğur Soğutma'da 0,38 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Dönemler itibarıyla TMSF yönetimindeki en büyük 4 şirkette aktif büyüklük, ciro ve istihdam verilerinin değişimi şöyle
OHAL KAPSAMINDA DÜZENLENEN KHK'LAR İLE KAPATILAN VEYA YÖNETİMİ TMSF'YE DEVREDİLEN ŞİRKETLERDEN ALACAK TAHSİLİNDE İZLENECEK USUL VE YÖNTEMLER Ülkemizde ilan edilen Olağanüstü Hal kapsamında yayımlanan KHK’lar ile ticari şirketlerinde de dahil olduğu bazı kurum ve kuruluşların kapatıldığı veyahut idare ve temsil yetkilerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiği bilinmektedir. Bu kapsamda, KHK’lara konu olan şirketlerden alacağı olan gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarına kavuşabilmek adına müracaat edebilme hakkının mevcut olup olmadığı yahut mevcut ise izlenebilecek prosedürün ne şekilde olacağı incelenecektir. Öncelikle 667 sayılı KHK ve devamında art arda yayımlanan KHK’lar ile Olağanüstü Hal gereğince kapatılan şirketlere ilişkin olarak inceleme yapılması gerekirse; bu kapsamda ne yazık ki kanun koyucu alternatifli bir çözüm yolu göstermemiştir. Zira 2 Temmuz 2016 tarih ve 667 sayılı KHK madde 2 ile kapatılan vakıfların her türlü taşınır ve taşınmaz malvarlıklarının, hak ve alacaklarının Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı; Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakların Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Nitekim bu şekilde kapatılıp Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne veya Hazine’ye devredilen vakıflar, kuruluşlar ve şirketlerden alacaklı olan gerçek veya tüzel kişilerin izleyeceği bir yol anılan KHK ile öngörülmediği için ciddi ölçüde mağduriyeti doğmasına sebebiyet verilmemesi adına bu durum 17 Ağustos 2016 tarihli 670 sayılı KHK ile düzeltilmeye çalışılmıştır. 670 sayılı KHK’nın ile Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve tüm hakları ve yükümlülükleri ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evrakları ile borç ve yükümlülükleri tespite, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye gibi hukuki işlemleri yapabilme yetkisi vakıflar açısından Vakıflar Müdürlüğü’ne, diğerleri açısından Maliye Bakanlığı’na devredilmiştir. Hükmün devamında kapatılan kurum ve kuruluşların derhal sicilden terkin edilerek gerekli ilanların yapılacağı düzenlenmiştir. Fakat anılan hükmün asıl önemi 4. Fıkrasında düzenlenen; kapatılan işbu kurumlardan veya vakıflardan alacaklı olanların hangi süre zarfında ve hangi makama başvurmaları gerektiğine ilişkin kısmıdır. Söz konusu hüküm aynen; “Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren “altmış günlük” hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.” şeklindedir. Bu hususta maddenin yürürlülük tarihi önem arz etmekte olup 670 sayılı KHK’nın gereğince yürürlülük tarihinin yayım tarihi olarak belirlenmesi nedeniyle 17 Ağustos 2016 tarihi kabul edilecektir. Bu kapsamda hükmün yayım tarihinden önce kapatılan şirketlere ilişkin 60 günlük hak düşürücü süre günümüz itibariyle geçirilmiş olması nedeniyle, yayım tarihinden sonra kapatılmış veyahut kapatılacak şirketlere ilişkin olarak “kapatılma tarihinden itibaren 60 günlük” hak düşürücü süre işlemeye başlayacaktır. Bu durumda ise alacaklı olan kişilerin alacağını gösteren gerekli belge, sözleşme, fatura, cari hesap tablosu ve diğer benzeri evraklar ile şirketin bağlı bulunduğu idari merci olarak defterdarlığa başvurmaları gerekmektedir. Aksi takdirde tarihlerin kaçırılması alacaklı olan gerçek veya tüzel kişilerin hak kaybı yaşamasına sebebiyet verecektir. Zira 675 sayılı KHK’nın 5. Maddesi gereği Olağanüstü Hal kapsamında kapanan şirketlerin tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkacağı ve yine aynı KHK’nın 16. Maddesi uyarınca 670 sayılı KHK’nın gönderme yapılarak kati suretle açılan davaların dava şartı yokluğundan reddedileceği, yürütülen icra takiplerinin de düşürüleceği düzenlenmiştir. Böylece KHK’lar ile kapatılan şirketler ile ilgili olarak kanun koyucu kesin ve net bir şekilde alacaklıların alacağına ulaşılabilme yollarını kapatmıştır. Görüldüğü üzere ne yazık ki KHK’lar ile kapatılan şirketlerden alacağı olanlara ilişkin kanun koyucu tarafından 60 günlük hak düşürücü sürenin haricinde alternatif bir yol sunulmamış olup seçeneğin dar ve sınırlı tutulması hakkaniyete aykırılık teşkil ederek mağduriyetlerin yaşanmasına sebebiyet verecektir. Zira halihazırda alacağını alamayan şirketlerin muhasebe kayıtlarında tartışmalar mevcut olup işbu şirketlerden tahsil edilemeyen alacakların hangi kalemlerde yazılması gerektiği muallaktadır. Bu nedenle günümüz itibariyle gerçek veya tüzel kişilerin alacaklı oldukları şirketleri takip ederek güncel olarak yayımlanan KHK’lar ile şirket listelerini gözden geçirmesi, sürelerin ve tarihlerin dikkatli bir şekilde takip edilmesi mağduriyetlerin aza indirilebilmesi adına yapılabilecek en makul yöntem olarak görülmektedir. Bir diğer incelenmesi gereken husus ise Olağanüstü Hal kapsamında yayımlanmakta olan KHK’lar ile kapatılmayan ve fakat terör örgütüne aidiyeti, iltisaki veya irtibatı nedeniyle yönetim yetkilerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133. Maddesi uyarınca atanan kayyumlara devredilmiş olan şirketlerden tahsis edilmesi gereken alacakların akıbetidir. Bu kapsamda 1 Eylül 2016 tarihli 674 sayılı KHK’nın 19. Maddesi ile CMK madde 133 kapsamında şirketlere atanmış olan kayyumların yetkilerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta FonuTMSF’ye devredildiği düzenlenmiştir. Buna göre 674 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önce şirkete atanmış olan veyahut anılan KHK’nın yürürlülük tarihinden sonra CMK madde 133 gereğince mahkeme tarafından kayyum atanmasına karar verilecek şirketlere ilişkin olarak, yönetim yetkilerinin TMSF’ye devredilerek şirketin varlığının TMSF kontrolünde devam edeceği belirtilmiştir. Her ne kadar günümüzde bu hususlara ilişkin fikir birliği olmamakla birlikte bilgi karmaşasının mevcut olması nedeniyle idari ve yargısal olarak bir takım karışıklıklar ve yanlışlıklar mevzubahis olabilmektedir. Uygulamada TMSF’ye devredilen şirketler ile kayyum olarak TMSF’nin atandığı şirketler bakımından kavram karışıklığı yaşanmakta olmasına rağmen; kanun koyucu tarafından düzenlenen tüm kanun ve sair mevzuatlardan gereğince kayyum yetkisinin yalnızca temsile veyahut sınırları belirlenebilen bir yönetim yetkisine ilişkin olduğu, yönetimine kayyum atanan bir şirketin varlığının halihazırda devam ettiği açıktır. Nitekim yönetim yetkisinin devredilebilmesi için doğal olarak yönetilecek bir şirketin varlığına ihtiyaç duyulduğundan kayyum yetkisinin TMSF’ye devredildiği şirketlerin de varlığını sürdürdüğünü kabul etmek olağandır. Nitekim bu hususta şirketlere ilişkin yetkilerin TMSF aracılığı gerçekleştirilebildiği tarihinde yayımlanan “10/11/2016 Tarihli Ve 6758 Sayılı Kanunun 19’uncu Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar” başlıklı Tebliğ ile detaylıca belirtilmiştir. İşbu tebliğin şirketin, şirket varlıkları veya malvarlığı değerleri, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetileceği düzenlenmiştir. Görüleceği üzere ticari şirketlerin varlıklarının sürdürüldüğü fakat kayyumluk yetkilerini kapsayan idare ve temsil yetkilerinin TMSF eliyle kullanıldığı açıktır. Bu nedenle alacaklı olunan şirketlerin 674 sayılı KHK’nın uyarınca yönetim yetkilerinin CMK madde 133 kapsamında kayyum sıfatı ile TMSF’ye devredilmesinin söz konusu olduğu hallerde işbu şirketlere ilişkin olarak herhangi olağandışı bir yola başvurmaya veyahut farklı hak düşürücü sürelere tabi olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira şirketlerin yönetimleri TMSF’ye devredilmiş olsa dahi halihazırda şirketlerin tüzel kişiliklerinin mevcudiyetini koruması nedeniyle olağan idari ve yargısal süreçlere tabi olacaktır. Ayrıca belirtilmesi gerekir ki tarihli 678 sayılı KHK’nın 37. Maddesinde TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin mevcut borçlarının ödenebilmesi için yine TMSF’ye verilen yetki düzenlenmiştir. Anılan maddede aynen; “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen, kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkilidir.” denilerek şirketin borçlarının ödenebilmesi adına TMSF’nin gerekli işlemleri yine şirket adına yapabilme yetkisinin mevcut olduğu belirtilmiş olup alacaklı olunan işbu şirketlere karşı olağandışı bir prosedürün işletilmesine gerek duyulmayacağı açıktır. Bu kapsamda; bir ticari şirketin TMSF’ye devredilip devredilmediği hususundaki kavram karışıklığının, TMSF tarafından güncel olarak web sitesinde yayımlanan “Kayyum Olunan Şirketler Listesi”ne veya TMSF’ye devredilen şirketler listesine bakılarak önlenebilecektir. Aynı zamanda Ticaret Sicil Gazetesi’nden alacaklı olunan şirketlere ilişkin ilanlar kontrol edilerek KHK kapsamında sicilden terkin edilip edilmediği veyahut kayyum atanıp atanmadığı rahatlıkla görülebilmektedir. Stj. Av. Nurve Çiltaş
Resmi gazetede yayımlanan KHK'ya göre, kayyumların yetkileri TMSF'ye devredilen veya Fonun kayyum olarak atandığı şirketlerde, şirketin ortaklarının şirkette sahip olduğu pay oranında yeni kurulacak şirketlerde pay sahibi olmaları koşuluyla şirket yönetim organının önerisi ve Fonun ilişkili olduğu bakanın onayıyla yeni şirket kurulmasına karar verilebilecek. İZİN VE MUVAFAKAT ARANMAYACAK Bu halde şirket ortaklarının yeni şirket kurulmasına ilişkin izin ve muvafakati aranmayacak. Kurulacak şirketin sermayesi kayyumların yetkileri TMSF'ye devredilen veya Fonun kayyum olarak atandığı şirket tarafından ayni veya nakdi olarak karşılanacak. BAKAN ONAYINA SUNULACAK Yeni şirket kuruluşuna ilişkin hususlar şirketlerin yönetim organlarınca hazırlanacak ve Fonun ilişkili olduğu bakanın onayına sunulacak. Bakanın onayıyla kuruluş gerçekleşecek ve tescile tabi tüm hususlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olmak üzere ilgili ticaret sicilinde resen tescil ve ilan olunacak. Bu fıkra uyarınca gerçekleştirilecek kuruluş işlemleri ilgili mevzuata tabi olmaksızın uygulanacak. Yeni kurulan şirkette kayyumlık yetkisi bir mahkeme veya hakim kararına gerek olmaksızın Fona devredilmiş sayılacak. TMSF'nin kayyumlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın Fonun ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabilecek. Fonun ilişkili olduğu bakan, bu madde 180. madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen TMSF Başkanına veya Fon Kuruluna devredebilecek. KAYYUM YETKİLİ OLACAK TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ve şahsi mal varlığı değerlerine kayyum atanmamış ortak, yönetici veya üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin mal varlığına müracaat edilecek. Fon, bu kapsamda şirket, borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen öncelikle şahsi mal varlığı değerlerine kayyum atanmamış kefillerin varlıklarına müracaat edilmek kaydıyla kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkili olacak. Ayrıca 678 sayılı KHK'ya "Kayyum atanan şirketlerde kefalet" başlığıyla geçici madde eklendi. Buna göre bu KHK ile 37'nci maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklik hükümleri, bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla başlatılmış olan takip ve tahsil işlemleri hakkında da uygulanacak.
Fethullahçı Terör Örgütü'ne mali destek sundukları gerekçesiyle yürütülen operasyonlar sonrasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devri gerçekleştirilen firmalardan zarar edenler hakkında tasfiye kararı alındı. İlk etapta 40'a yakın firmanın tasfiyesi bekleniyor. Zarar ettiği kesinleşenler tasfiye edilecek FETÖ operasyonları kapsamında terör örgütüne para aktardığı kesinleşen şirketlerden kimilerinin satışı geçtiğimiz günlerde gündeme gelmişti. Suça katılmamış oldukları anlaşılan firmalar hakkında iade işlemleri uygulanacakken, ekonomik olarak verimlilik arz etmeyen ve zarar eden firmaların ise tasvfiye edilmesi gündeme geldi. Canikli Mali yapısı bozulmuş firmalar Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Kanun Hükmünde Kararname kapsamında zarar ettiği kesinleşen 40'a yapın şirketin satış ve tasfiyesiyle ilgili sürecin devam ettiğini söyledi. Canikli "Karlı şirketler yönetilecek. Mali yapısı bozulan ya da içi boşaltılmış şirketlere yönelik olarak da özel bir yönetim sistemi ele çıkarılacak..." ifadelerini kullandı. Aralarında inşaat şirketleri de var Canikli zarar eden şirketlerin satışı konusunda onay verildiğini de hatırlatarak "Bunlar içinde inşaat ve konuttan balık çiftliğine kadar farklı alanlarda çalışanlar var. Kavuklar Grubu'na ait bazı gayrimenkuller de zaten satışa çıkarılmıştı..." şeklinde konuştu
tmsf ye devredilen şirketlerden alacaklı olanlar