🐹 En Güzel Ayetler Ve Anlamları
Sonrabu nutfeyi ‘alaka, ‘alakayı mudğa hâline getirdik. Mudğayı kemikler hâline soktuk ve bu kemiklere et giydirdik. Nihâyet onu bambaşka bir yaratışla güzel bir insan kıvamında ortaya çıkardık. O eşsiz, en güzel yaratıcı olan Allah yüceler yücesidir; bütün nimet ve bereketlerin asıl kaynağıdır!
Beyyine2 3. Hucurat Suresi 49 11. Rad Suresi 13 22. Rum Suresi 30 38. Maide Suresi 5 2. Anahtar kelimeler: en güzel ayetler, en anlamlı ayet-i kerimeler, Huzur veren ayetler, Kurandaki en güzel ayetler, En etkileyici ayetler, Huzur veren ayetler kısa, 10 tane ayet kısa, Umut ile ilgili kısa ayetler, kur’ân’dan ibretlik ayetler, En
Beyitve anlamları En güzel erkek isimleri ve anlamları En güzel erkek isimleri ve anlamları “Gitdün ammâ kodun hasret ile cânı bile2. “Âdeme âdem. Ünlü Divan Şairlerinden Anlamlarını Okuduğunuzda Çok Etkileneceğiniz 12 Beyit · 1.
Dualarve Kuran'dan Ayetler – Kuran-ı Kerim'den Seçme Ayetler ve Dualar. Kuran Mucizeleri Dini Yazılar.
Kuran’daki En Faziletli Sure ve Ayetler. Hadisten Öğrendiklerimiz. 1. Allah’ın kitabı Kur’an’ın içindeki en büyük sûre, Fâtiha sûresidir. 2. Fâtiha sûresi, Kur’an’ın itikadî, amelî ve ahlâkî ahkâmının özüdür. 3.
Kuran’ın bize öğrettiği gibi Anne ve babaya iyilik etmek en temel görevlerimizden biridir. Onlara güzel davranmak, güzel sözler söylemek, onların rızasını almak bizleri bu dünyada ve ahirette huzura kavuşturacaktır. Anne baba ile ilgili ayetler ile beraber Peygamber Efendimiz’de (sav) hadisi şerifinde bunu müjdeliyor;
Peygamber Efendimizin Güzel hadisi şerifleri! Peygamber Efendimiz (SAV)'in mübarek ağzından çıkan sözler ise hadis-i şerif olarak nitelendirilir.
Jpfvn. Download Free PDFDownload Free PDFMustafa KaragözThis PaperA short summary of this paper37 Full PDFs related to this paper
SIKINTILI ANLARDA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Subhânallâhil Aziym!" MANASI "Büyük ve yüce Allâh'ı tesbih ederim!" BESMELEYİ UNUTUNCA OKUNACAK DUA OKUNUŞU Bismillâhi evvelehü ve âhirehü MANASI Başından sonuna kadar Allah'ın adıyla. BU DUA KORKULARI GİDERİR OKUNUŞU "Hasbinallahü ve ni'melvekîl." MA'NASI "Allah bana kâfidir. O ne güzel vekildir." SABAH AKŞAM 100 KERE OKUNACAK DUA OKUNUŞU Subhânallâhi ve bihamdihî. MA'NASI Yüce Allah'ı tesbih ederim ve ona hamd ederim. KORKAN KİMSE BU DUAYI 100 KERE OKUSUN OKUNUŞU "Hasbünallâhü ve ni'mel vekil." MA'NASI "Bize Allah, kâfidir. O ne güzel vekildir." GAM, KEDER VE HASTALIKLARA KARŞI OKUNACAK DUA OKUNUŞU Allâhü Rabbî, lâ şerikeleh. MANASI Benim Rabbim sahibim Allah'tır. Onun şeriki yoktur. MUSİBETLERİ DEFETMEK İÇİN OKUNACAK DUA OKUNUŞU Mâ şâallâhü lâ kuvvete illâ billâh". MA'NASI "Allah Teâlâ'nın dilediği olur. Kuvvet ancak Allah'ındır. ELBİSE GİYİP ÇIKARIRKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU Bismillâhillezi lâ ilâhe illâhü. MANASI Kendisinden başka hiçbir ibâdet edilecek ilâh olmayan Allah'ın adıyla. ÖFKELİ KİMSENİN OKUYACAĞI DUA OKUNUŞU "Allahümme inni e'üzü bike mineşşeytanir'raciym." MA'NASI "Allahım! Koğulmuş şeytanın şerrinden sana sığınırım." NAZARIN ZARAR VERMEMESİ İÇİN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Allahümme bârik fîhî ve lâ tedurruhu." MA'NASI "Allâh'ım, bunu mübârek eyle. Ona zarar dokunmasına izin verme." YATARKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Bismikellâhümme ehyâ ve emûtü." MANASI "Allah'ım! Senin isminle senin adını anarak uyur ve senin isminle uyanırım." YEDİRENE İKRAM EDENE YAPILACAK DUA OKUNUŞU "Allâhümme at'im men et'amenî veskı men sekânî." MANASI "Allâh'ım! Beni yediren ikram eden kuluna yedir. Beni içiren kuluna içir." ALLAH'IN SEVDİĞİ İKİ KELİME OKUNUŞU Subhânallâhi ve bihamdihi. Subhânallâhil-azıym. MANASI Allah'ü Teala'yı tesbih ederim, hamd o'na mahsustur. Azim olan Allah'ı tesbih ederim. BANYODAN ÇIKINCA OKUNACAK DUA OKUNUŞU Allahümme inni eûzü bike minennâri ve es'elüke ğufraneke. MANASI Allah'ım cehennemden sana sığınırım! Yâ rabbi! Senden affını, bağışlamanı isterim. YENİ BİR İŞE TEŞEBBÜS EDEN BU DUAYI OKUMALI OKUNUŞU "Allâhümme hırlî vahterlî." MA'NASI "Allahım! Bu yapacağım işde bana hayırlısını ver. Benim için hayırlı olanını seç, en hayırlısını nasîb eyle." AFETLERDEN KORUNMAK İÇİN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Bismillâhi alâ nefsî ve ehlî ve malî." MA'NASI "Allah'ın ismiyle, kendimi, âilemi ve malımı Allah'a havâle ediyor, O'nun yüce himâyesine bırakıyorum." ECELİ GELMEMİŞ HASTAYA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Es'elullâhel'Azîyme, Rabbel'arşil'azîymi en yeşfîyke." MA'NASI "Arş-i azîmin büyük arşın sahibi, Rabbi olan ulu Allâh'tan sana şifâ vermesini dilerim." KORKULU RÜYA GÖREN BU DUAYI OKUMALI OKUNUŞU "Allâhümme inni eûzübike min amelişşeytani ve seyyiâtil-ahlâm." MA'NASI "Allah'ım! Şeytanın amelinden işinden ve kötü korkulu rüyalardan sana sığınırım." GECELEYİN RESULULLAHIN OKUDUĞU DUA OKUNUŞU Sübhânallâhi Rabbil'âlemiyn. MA'NASI Alemlerin rabbi olan Allah'ı tesbih ederim Her türlü noksanlıklardan ve eksikliklerden uzak ve pak olduğuna inanıyorum.. AYNAYA BAKARKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU Elhamdülillâh. Allâhümme kemâ hassente halkî fehassin hulukî. MANASI Hamdü sena Allah'a mahsustur. Allah'ım, yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi, ahlâkımı da güzelleştir. ÖFKE İÇİN OKUNACAK BİR DİĞER DUA OKUNUŞU "Allahümmağfirlî zenbî vezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytan." MA'NASI "Allah'ım! Beni bağışla, günahımı affet. Kalbimdeki öfkeyi gider. Beni şeytanın şerrinden koru." YEMEĞİN SONUNDA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Elhamdülillâhillezî et'amenâ ve sekânâ ve ce'alenâ müslimiyn." MANASI "O yüce Rabbimize hamdederiz, şükrederiz ki, bizleri yedirdi, içirdi ve bizleri müslümanlardan kıldı." HASTAYA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Allâhümmeşfi abdeke yenke'leke adüvven ev yemşî leke ilâ salâtin. MA'NASI "Allâh'ım, şu kuluna şifâ ver. Sağlıklı olursa, senin yolunda cihad eder ve senin rızan için namaza yürür." İNSANLARDAN KORKAN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA OKUNUŞU "Allâhümme innâ nec'alüke fî nühurihim ve ne'ûzü bike min şürûrihim." MA'NASI "Allâh'ım! Senin kudretinle onların karşısına dikilmeni istiyoruz. Onların şerlerinden sana sığınıyoruz." HASTAYA KARŞI OKUNACAK BİR DİĞER DUA OKUNUŞU "Allâhümmeşfi abdeke yenke'leke adüvven ev yemşî leke ilâ salâtin." MA'NASI "Allah'ım, şu kuluna şifa ver. Sağlıklı olursa, senin yolunda cihad eder ve senin rızan için namaza yürür." TÜM AİLESİNİ MALINI KORUMAK İÇİN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Bismillahi alâ dînî ve nefsî ve veledî ve ehlî ve mâlî." MA'NASI "Allah'ın ismiyle, dînimi, kendimi, çocuklarımı, âilemi ve malımı bütün kötülüklerden, koruması için Allah'a emânet ederim." TUVALETE GİRERKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Bismillâh. Allahümme innî eûzü bike minelhubsi velhabâis" MANASI "Allah'ın ismiyle. Allah'ım! pislikden insana eziyet veren her türlü şeytanın şerrinden zararlarından sana sığınırım." SIKINTILARI GİDEREN DUA OKUNUŞU "Allâhü, Allâhü Rabbî, lâ üşrikü bihî şey'en" MANASI "Benim Rabbim, Allâh'dır. Allâh. O'na hiç bir şeyi ortak koşmam." demektir. Tabarani'de bu duânın üç kere okunması tavsiye edilmiştir." TUVALETTEN ÇIKARKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU Ğufrânek! Elhamdü lillâhillezî ezhebe annil'ezâ âfânî. MANASI Allah'ım bağışlamanı dilerim! Bana eziyet veren ve sıkıntı veren şeyleri gideren ve bana âfiyet veren yüce Allah'a hamd olsun. BELA VE MUSİBETE UĞRAMIŞ BİRİNİ GÖRÜNCE OKUNACKA DUA OKUNUŞU Elhamdü lillâhillezi âfânî mimmebtelâke bihî ve faddalenî alâ kesîrin mimmen haleka tafdîlâ. MANASI Seni uğrattığı dertten beni kurtaran ve beni yarattıklarının bir çoğundan üstün kılan Allah'a hamdolun. SAYISIZ SEVAP KAZANDIRAN DUA OKUNUŞU Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerikeleh, lehül'mülkü velehül'hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir. MANASI Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir; eşi ortağı yoktur. O her şeye kâdirdir. Gücü herşeye yeter. DÜNYA VE AHİRET SIKINTISINI GİDEREN DUA OKUNUŞU "Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül'arşıl'azîm." MA'NASI Allâh bana kâfidir. Ondan başka ibâdet edilecek hiç bir ilah yoktur. O'na güvendim, O'na dayandım. O, arşın sahibidir." ZORLUKLA KARŞILAŞINCA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Allâhümme lâ sehle illâ mâ cealtehü sehlâ, ve ente tec'alül'hazne izâ şi'te sehlâ." MA'NASI "Allâhım! Senin kolaylaştırdığından başka hiç bir kolay yoktur. Sen, dilediğin zaman, zor olan şeyi kolay kılarsın." GÖZ DEĞMESİN DİYE OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Mâşâ'Allâh, Bârekallâh, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" MA'NASI "Allâh'ü Teâlâ mübârek etsin. Allâhü Te'âlâ diledi de böyle iyi ve güzel oldu. Güç ve kuvvet yalnız ve yalnız Allâh'ındır. Allâhü Teâlâ'dandır." YEMEĞE BAŞLARKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Allâhümme bârik lenâ fîmâ rezaktenâ ve kınâ azâbennâr. Bismillâh!" MANASI "Allah'ım! Bize vermiş olduğun bu rızıkları bereketlendir. Ve bizi cehennem azabından koru. Allah'ın ismiyle yemeğimi yemeye başlıyorum." BANYOYA GİRERKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU Bismillâh, Allâhümme innî es'elükel'cennete ve e'ûzü bike minennâr. MANASI Allah'ın ismiyle. Allah'ım! Senden cenneti isterim ve cehennem ateşinden sana sığınırım BU DUA ATEŞLİ HASTALARA OKUNUR OKUNUŞU "Bismillahil'kerim, e'ûzü billâhil'Aziym, min şerri külli ırkın naârin ve min şerri harrinnâr." MA'NASI "Yüce Allâh'ın adıyla. Amansız ağrı ve sızıların tümünün şerrinden zararından ve cehennemin amansız, helak edici ateşinin azabının şerrinden Aziym olan, Ulu Allâh'a sığınırım." HZ. FATIMA'NIN SABAH AKŞAM OKUDUĞU DUA OKUNUŞU Yâ Hayyü yâ Kayyûm Birahmetike esteğisü. Fe'aslıhlî şe'nî Küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. MANASI "Ey Hayy ve Kayyum olan Allahım! Rahmetinle senden yardımını isterim. Benim bütün işlerimi, hal ve hareketlerimi düzelt. Beni bir göz kırpması kadar bile olsun nefsime bırakma." YENİ BİR İŞE BAŞLARKEN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Rabbenâ âtinâ min-ledünke rahmeten ve heyyi'lenâ min emrina raşedâ. Rabbi'ş-rah lî sadrî. ve yessirlî emrî" MA'NASI "EY RABBİMİZ! Bize kendi katından bir rahmet ver. Ve bu işimizde bize doğruluk ver, bizim için muvaffakiyet başarı hazırla." "Rabbim, göğsümü aç, ve işimi kolaylaştır." GECELERİ KORKAN KİMSE BU DUAYI OKUMALI OKUNUŞU "E'ûzü bi'kelimâtillâhittâmmeti min gadabihî ve ıkâbihî ve min şerri ibâdihi ve min hemezâtişşeyâtiyni ve en yahdurûn." MA'NASI Allah'ın gazabından, ıkabından, insanların şerrinden, şeytanların vesvese ve aldatışlarından ve yanıma gelmelerinden Allâhü Teâlâ'nın tam olan kelimelerine sığınırım." BİR DARLIĞA BİR SIKINTIYA DÜŞEN BU DUAYI OKUMALI OKUNUŞU "Bismillâhir'Rahmanir'Rahim Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'Aliyyil'Azıym." MA'NASI "Rahman Esirgeyen Rahim Bağışlayan Allâh'ın adıyla. Çok yüce ve çok büyük Allâh'ın himayesine sığınmaktan ve O'nun yüce kudretinden yardım dilemekten başka bir amacım yoktur. O'na dayandım, O'na güvendim NAZARDAN KORUNMAK İÇİN OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Bismillâhi yübrîke min külli dâin yeşfiyke, ve min şerri hâsidin izâ hasade, ve min şerri külli ziy aynin." MA'NASI "Allâhü Teâlâ, Seni bütün hastalıklardan kurtarıp şifâlar versin, hased edenin hasedini açığa vurduğu zamanki şerrinden ve gözü değen keskin gözlü her göz sahibinin şerrinden korusun." ÜZÜNTÜ VE SIKINTI ANINDA OKUNACAK DUA OKUNUŞU "Lâ ilâhe illallâhül-Aziymül-Haliym. Lâ ilâhe illallahü Rabbül-Arşil- Aziym. Lâ ilâhe illallahü Rabbüs-semâvâti ve Rabbül'ardı ve Rabbül-Arşil-Keriym." MANASI "Halîm ve Azîym olan Allâh'tan başka ilah ibâdet edilecek yoktur. Büyük arşın sahibi olan Allâh'tan başka ilâh yoktur. O, arş-ı kerîmin Rabbi sahibidir." NAMAZI BİTİRİNCE OKUNACAK DUA OKUNUŞU Sübhânallâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallahü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azıym. MANASI Yüce Allah'ı tesbih ederim. Hamdü senâ Allahü Teâlâ'ya mahsustur. Allah'tan başka ilâh ibadet edilecek yoktur. Allahu Teâlâ, en yüce, en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak ve ancak Allah'ındır. BİR ŞEYİNİ KAYBEDEN BİR ZARARA UĞRAYAN OKUMALI OKUNUŞU "Asa Rabbüna en-yübdilenâ hayran minhâ inna ilâ Rabbinâ rağıbûun" MA'NASI "Umulur ümid ederim, ümid ediyorum ki,Rabbimiz, onun yerine bize ondan daha hayırlısını daha iyisini verir verecektir. Biz, Rabbimizi arzu edenlerdeniz. O'nun rızasını istiyoruz. O'nun hükmüne razıyız. Tek emelimiz Allahımızın rızasına ermektir.
Konumuzda Yüce Allah cc. Hazretlerinin yüce kitabı Kur’an’da bulabildiğimiz Çalışmak ile ilgili ayetler paylaşmaya çalışacağız. Çalışmak, boş durmaktan iyidir. Müslümanlar olarak bizler insanlığın faydasına çalışmamız gerektiği gibi ahiretimiz için de çalışmalıyız. Hem Yüce Yaratıcıya bizlere verdiği nimetlere şükür hem de O’nun zatına hürmeten ibadetlerimizi aksatmamalı, emirlerini yerine getirmeli, hem de geçimimizi sağlamak için de çalışmalıyız. Bu işlerin birini yapıp diğerini terk etmemeliyiz. / Türkiye’nin en geniş Güzel sözler, ayetler, hadisler ve atasözleri platformu Şimdi Yüce Kitabımız Kur’an- Kerimde bulduğumuz Çalışmak ile ilgili ayet meallerini sıralamaya çalışalım; Çalışmak ile ilgili ayetler Muhakkak ki sizin çalışmalarınız çabalarınız gerçekten dağınıktır hedefleri ve sonuçları farklı farklıdır. Leyl suresi 4. ayet meali Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam olarak eksiksiz şekilde verilecektir. Necm Suresi 41. AYET meali Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü yayılıp çalışma vakti yapan O’dur. Furkan Suresi 47. AYET meali Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar çok güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı. Kehf Suresi 104. AYET meali Hangi işi yaparsan yap, Kur’ân’dan ne okursan oku, ne işte çalışırsan çalış, unutmayın ki, siz ona dalıp gitmişken, biz sizin üzerinizde şahidiz. Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiç bir şey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan daha büyük! Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır. Yunus Suresi 61. AYET meali Ve de ki; “Çalışın! Yaptıklarınızı hem Allah cc. görecek, hem Resulü, hem de müminler görecektir. Sonra da gizliyi ve açığı bilen Allah cc’nın huzuruna getirileceksiniz. İşte o zaman, size neler yaptığınızı O Allah cc. bildirecektir. Tevbe Suresi 105. AYET meali Bilsin ki insan için kendi emeğinden, çalışmasından başka bir şey yoktur. Necm Suresi 39. AYET meali Çalışmak ile ilgili ayetler resimli Rableri onlara şu karşılığı verdi “Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler… Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlerime koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır. Al-i İmran Suresi 195. AYET meali İşte onların mükafatı ödülleri Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî olarak kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir! Al-i İmran Suresi 136. AYET meali Namazı dosdoğru kılın ve zekatınızı verin. Önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah cc. katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah cc., yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Bakara Suresi, 110. ayet meali İşte bunların, ahirette kendileri için ateşten cehennem başkası yoktur. Onların dünyada bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. Hud Suresi, 16. ayet meali Kim de ahireti ister ve bir mü’min olarak ciddi bir çaba göstererek ahirete çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. İsra Suresi, 19. ayet meali Çalışmak ile ilgili ayetler Çalışmak ile ilgili ayetler konumuzdan sonra sitemizde bulunan çalışmak ile ilgili diğer konularımıza da bakabilirsiniz… Çalışmak ile ilgili hadisler Çalışma Hikayeleri Çalışmak ile ilgili sözler Çalışmak ile ilgili atasözleri Çalışmakla ilgili Deyimler ve anlamları Nimet ile ilgili ayetler Boş vakit ile ilgili ayetler Yemek ile ilgili ayetler Eski sitemizdeki yorumlar… ilayda – bu sayfadan birşey anladıysam varyaaa rasim özer – teşekkürler din kültürü ödevim için çok işe yaradı kausjajds – herşey bu sayfada bulunmuyor esra – bence bana göre hiçbir şey yani bilgi yok aygül – yaa güzel ama hangi ayet olduğu yazmıyorr….
ahzab suresi diyanet çevirisinden gelsin efendim32 ey peygamber'in hanımları! siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. eğer allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız erkeklerle konuşurken sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık kötü niyet olan kimse ümide kapılmasın. güzel ve doğru söz evlerinizde oturun. önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. namazı kılın, zekatı verin. allah'a ve resülüne itaat edin. ey peygamberin ev halkı! allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak hani sen allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de azat etmek suretiyle iyilikte bulunduğun kimseye, "eşini nikahında tut onu boşama ve allah'tan sakın" diyordun. içinde, allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. oysa kendisinden çekinmene allah daha layıktı. zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince eşini boşayınca, onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde onları boşadıklarında, evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. allah'ın emri mutlaka yerine ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da sana helal kıldık. mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet ey muhammed! bunlardan hanımlarından dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. allah kalplerinizdekini bilir. allah hakkıyla bilendir, halimdir. hemen cezalandırmaz, mühlet verir.53 ey iman edenler! yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin vakitli vakitsiz peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. yemeği yiyince de hemen dağılın. sohbet için beklemeyin. çünkü bu davranışınız peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. allah'ın resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. çünkü bu allah katında büyük bir gerçekten çok etkileyici, çok evrensel. nahl, 90şüphesiz allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. o, düşünüp tutasınız diye size öğüt dinlere inanmam. ancak kutsal addedilen tüm kitapları incelemişliğim vardır. kuran'daki bu ayet hakikaten etkileyicidir. hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. işte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize nahl 67 tekvir suresi 8 ve 9. ayet. anlatılan kıyametten sonra, sorular ilk soru.[[diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,"hangi günah sebebiyle öldürüldü?'' diye.]] 10/56 - o diriltir ve öldürür; ancak ona döndürüleceksiniz. 2/284 - göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi allah' - işte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler için - allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. bkz febieyyi alai rabbikuma tukezziban-o halde rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?rahman suresi'nde geçer. hepsinin ortak özelliği allah'ın tehditlerinden ibaret olmasıdır. evet, döndürülüp yine ona gideceğiz, sonumuz cehennem olacak, inananlar değil inanmayanlar aptal gibi şeyler. zaten korku dininin en temel özelliği etkileyici?çünkü allah demiş. neden tehdit etmiş?çünkü olacak?götümüze kazık etkilendim, evet. götüme kazık sokmasınlar ve şiş kebap olmayayım diye bugünden tezi yok islam'a kaydımı yaptırıyorum. nereye başvuruyorduk?ek not bir de ben esas şu algıdan çok etkilendim. kuran'da dünyanın düz ya da yuvarlak oluşuna dair doğrudan bir ifade yoktur ama öyle şeyler vardır ki kuran'ın yazar ya da yazarlarının algısında dünyanın düz olduğunu düşündürür; anlıyoruz ki geneli ahiretle, cehennemle korkutmaya çalışan ayetlermiş. uvvv beybi çok etkileniyorum şu an tüyler tiken tiken. kuran'da miras bölüşümünü düzenleyen nisa suresi'nin 11, 12 ve 176. ayetleri. kafamda var olan ya varsa şüphesini alıp götürmüştür. valla tek tek sıralayamam ama bir dahakine kralsın be oğlum tandanslı bütün ayetler beni çok etkilemiştir. ne güzel lan, millet çalsın çırpsın boğazına kadar sömürsün seni, sen de "ahirette görüşürüz oglum" diye kendini avut...neyse uzun söyleşimizi cem karaca'dan bir kupleyle bitirelim; ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar.... ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Güzel ahlâk hakkında ayet ve hadisler nelerdir? Peygamber Efendimizin güzel ahlak hakkında ahlâk ile ilgili ayet ve hadis-i şerifler. GÜZEL AHLAK İLE İLGİLİ AYETLER “Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” Kalem sûresi, 4 Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili peygamberine böyle hitap etmektedir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, peygamber olmadan önce de herkesin hayran kaldığı üstün bir ahlâka sahipti. Herkesle iyi geçinir, kimseyi incitmezdi. Kimseye haksızlık etmediği, kimsenin malına göz dikmediği için ona, güvenilir kimse anlamında “el-Emîn” derlerdi. Hz. Peygamber bu üstün ahlâka, en güzel huylara sahip olarak yaratılmıştı. Resûlullah’ın davranışlarının en güzel ahlâk örneği olduğunu belirten âyet-i kerîme onun bu özelliğine işaret etmektedir. Hz. Âişe onun ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu söylerken yine onun bu tarafına işaret etmiştir. Demek oluyor ki, Resûlullah Efendimiz’de Kur’an’da anlatılan üstün ahlâkın hepsi vardır. Bununla beraber Kur’an’da yasaklanan çirkin huyların hiç biri onda yoktur. Çünkü o güzel ahlâkı öğretmek ve mükemmel bir ahlâk örneği ortaya koymak için gönderilmiştir. Böylesine büyük bir ahlâkın mükemmelliğini sözle anlatmak elbette mümkün değildir. “Allah’dan korkan kimseler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.” Âl-i İmrân sûresi, 134 Nefsin derinliklerinden köpüre köpüre gelen öfke selini durdurmak, bir adım daha öteye giderek kusur işleyeni bağışlamak büyük bir fazilettir. Şahsına karşı yapılan kabalıklara tahammül etmek, insanların hatalarını hoşgörmek üstün ahlâk sahiplerinin yapabileceği bir büyüklüktür. Peygamber Efendimiz’in sevgili torunu Hz. Hasan’ın, öfkeyi yutup suç bağışlama konusunda pek güzel bir davranışı vardır. Bir gün Hz. Hasan’ın kölesi elindeki tabağı düşürerek efendisinin elbisesini kirletmişti. Bu dikkatsizliği sebebiyle ceza göreceğini zanneden köle, yukarıdaki âyet-i kerîmenin “Onlar ki, öfkelerini yenerler” kısmını okuyuverdi. Hz. Hasan köleye bakarak “Yendim” dedi. Köle âyetin “Ve onlar insanları affeder” bölümünü okuyunca Hz. Hasan “Bağışladım” dedi. Buna çok sevinen köle âyeti tamamlayarak “Ve Allah iyilik edenleri sever” deyince, Hz. Hasan “Ben de seni âzâd ettim” dedi ve köleye 400 gümüş akçe vererek onu hürriyetine kavuşturdu. Bu olay tâbiînin büyük âlimlerinden Meymûn İbni Mihrân için de anlatılır. Öfkeyi yutmak, hatayı bağışlamak şahsa karşı işlenen suçlarda söz konusudur. Yapılan suç toplumu ilgilendiriyorsa, o zaman her şeyden önce âdil davranmak, doğruyu yanlışı ortaya koymak gerekir. Cemiyete karşı işlenen suçları bağışlamaya kimsenin yetkisi yoktur. Böyle bir suçlu bağışlanacak olursa, daha büyük haksızlıkların yapılmasına göz yumulmuş olur. Şahsî meseleler için kızmak iyi bir davranış değildir. Fakat Allah’a ve onun dinine karşı işlenen suçlar için suçlulara kızmak bir fazilettir. GÜZEL AHLAK İLE İLGİLİ AYETLER İnsanların En Güzel Ahlaklısı Enes radıyallahu anh şöyle dedi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en güzel ahlâklısı idi. Buhârî, Edeb 112; Müslim, Mesâcid 267, Edeb 30. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 1; Tirmizî, Birr 69 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Resûl-i Ekrem Efendimiz’in insanların en güzel ahlâklısı olduğunu söyleyen Enes İbni Mâlik, bir sonraki hadiste okuyacağımız üzere, 8-9 yaşından itibaren on yıl boyunca ona hizmet etmiştir. Bu sebeple Enes, Allah Resûlü’nü en iyi tanıyanlardan biridir. Enes’in bu özelliği sebebiyle ashâb-ı kirâm ve tâbiîler zaman zaman kendisine Resûlullah’ı sormuşlar, onu anlatmasını istemişlerdir. Enes de Resûl-i Ekrem’in bazan kendi evlerine gelip ailesiyle birlikte namaz kıldığını, küçük kardeşi Ebû Umeyr’i üzüntülü gördüğü bir gün onunla ilgilenip gönlünü aldığını, on yıl boyunca kendisine kızmadığı gibi, bunu niçin böyle yaptın veya niçin şöyle yapmadın diye azarlamadığını, Resûlullah’ın kendisini gönderdiği yere gitmeyip oyuna daldığı zaman bile ona çıkışmadığını anlattığı muhtelif rivayetlerinde, onun eşi bulunmaz ahlâkından söz etmiş, Hz. Peygamber’in mükemmel insan olduğunu söylemiştir. Cenâb-ı Hakk’ın âlemlere rahmet olarak gönderdiği Enbiyâ sûresi, 107, sonra kendisini “Sen büyük ahlâk sahibisin” diye övdüğü Kalem sûresi, 4 sevgili peygamberini, sîmaca insanların en güzeli Buhârî, Menâkıb 22 olarak yarattığı gibi, ahlâk bakımından da en güzel yapması gayet tabiidir. Çünkü peygamber olmadan önce ona ahlâkın en güzelini öğretmiş, 23 yıl süren peygamberliği süresince onun bütün hareketlerini kontrol etmiş ve asla yanlış bir şey yapmasına izin vermemiştir. İnsanların en güzeline, elbette ahlâkın en güzeli yakışır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Resûlullah Efendimiz, Allah Teâlâ tarafından eğitildiği için, ahlâkın en güzeline sahipti. 2. İyi ahlâka sahip olmak ve çocuklarını güzel ahlâklı olarak yetiştirmek isteyenler, Resûlullah Efendimiz’i örnek almak zorundadırlar. Peygamberimizin Teni ve Kokusu Nasıldı? Enes radıyallahu anh şöyle dedi Ben Resûlullah’ın ellerinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum. Resûlullah’ın kokusundan daha hoş bir râyiha koklamadım. Resûlullah’a tam on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile “öf!” demedi. Yaptığım bir şeyden dolayı “Niye böyle yaptın?”, demediği gibi, yapmadığım bir şey sebebiyle “Şöyle yapsan olmaz mıydı?” da demedi. Buhârî, Savm 53, Menâkıb 23; Müslim, Fezâil 82 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Enes İbni Mâlik hazretleri hadîs-i şerîfte önce Resûlullah Efendimiz’in mübârek ellerinin güzelliğinden ve yumuşaklığından söz etmektedir. On yıl boyunca kendisi kim bilir kaç defa o mübarek elleri tutmuş veya kendi elleri onun mübarek avucunda kim bilir kaç defa kaybolmuştur. Enes’in sahip olduğu bu imtiyaza ashâb-ı kirâm ve tâbiîn pek özenmişler, bu sebeple ona Resûlullah Efendimiz’in ellerinin nasıl olduğunu sormuşlardır. Bir defasında Basralı tâbiî muhaddis Sâbit el-Bünânî, hocası Enes İbni Mâlik’e - Resûlullah’ın ellerini kendi ellerinle tutup ona dokundun mu? diye sormuştu. Enes - Evet, tuttum, deyince, - Ver ellerini de onları öpeyim, demişti. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 111 Resûlullah Efendimiz’in tuttuğunu koparan o güçlü elleri, iri kemikli olmasına rağmen atlaslarda, ipeklerde bulunmayan bir yumuşaklığa sahipti. Enes daha sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in güzel kokusuna temas ederek hayatında onun kokusundan daha güzelini koklamadığını söylemektedir. Bazı rivayetlerde Efendimiz’in ruhlara dirilik veren kokusu, o devirde en güzel koku olarak bilinen misk ve anberle mukayese edilmekte, koklayanı mest eden o eşsiz râyihanın misk ve anberden daha hoş olduğu belirtilmektedir. Hadisin son kısmında Resûlullah Efendimiz’in huyuna temas eden Enes, on yıl boyunca onun kendisini hiç azarlamadığını, niye şöyle yaptın, niye böyle yapmadın diye kendisine çıkışmadığını, hatta yaptığı yaramazlıklara veya verdiği görevleri zamanında yapmamasına rağmen kendisine öf bile demediğini söylemektedir. Bu hadiste olduğu gibi, Resûlullah Efendimiz’in maddî ve mânevî güzelliğinden bahseden rivayetler dikkate alındığı zaman, onun hem dış hem de iç güzelliği bakımından mükemmel olduğu anlaşılmaktadır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Resûlullah Efendimiz’in mübârek eli, iri kemikli olmasına rağmen ipekten daha yumuşaktı. 2. Mübârek kokusu her güzel kokudan daha hoş ve nefisti. 3. Yaratılışı güzel olduğu kadar huyu da güzeldi. Hizmetkârı Enes İbni Mâlik’i on yıl boyunca bir defa bile azarlayıp gücendirmedi. Peygamberimizin Sahabinin Hediyesini Geri Çevirmesinin Sebebi Sa’b İbni Cessâme radıyallahu anh şöyle dedi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir yaban eşeği hediye etmiştim. Fakat Resûlullah onu kabul etmeyip bana geri verdi. Yüzüme bakıp da üzüldüğümü görünce “Hediyeni ihramda olduğumuz için almadık” buyurdu. Buhârî, Cezâü’s-sayd 6, Hibe, 6, 17; Müslim, Hac 50-54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 40; Tirmizî, Hac 26; Nesâî, Menâsik 79; İbni Mâce, Menâsik 92 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Hac için ihrama girmiş olan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Veddân’dan geçerken, bir rivayete göre Ebvâ’da bulunduğu sırada Sa’b İbni Cessâme ona hediyesini sundu. Hediye edilen yabani eşeğin canlı olarak sunulduğu veya pişirilen etinden bir parça verildiği hususunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetleri dikkate alan bazı âlimler, Resûlullah Efendimiz’e muhtelif zamanlarda canlı yaban eşeği veya yaban eşeği eti hediye edildiğini söylemişlerdir. Anlaşıldığına göre Hz. Peygamber, yabani eşeğin kendisi için avlandığını düşünerek bu hediyeyi kabul etmemiştir. Hanefiler, ihramlı iken kendisi için vurulmayan av etinden Resûlullah’ın yediğini belirten bir hadise dayanarak, böyle bir durumda ihramlının av eti yiyebileceğini söylemişlerdir. Hadîs-i şerîf, kendisine gücenen veya gönül koyan kimselere karşı Resûl-i Ekrem Efendimiz’in nasıl davrandığını göstermektedir. Sa’b İbni Cessâme’nin, bahsi geçen hediyesini takdim ettiği sıralarda ihramlıya av yasağı konusundaki hükmü henüz bilmediği, hediyesinin kabul edilmeyişine bu sebeple üzüldüğü anlaşılmaktadır. Şefkatli Efendimiz sahâbîsinin meseleyi yanlış anladığını, hediyesinin reddedildiğini sanarak üzüldüğünü görünce, onu hemen rahatlatmak istemiş ve hediyesini neden almadığını açıklamıştır. Demek oluyor ki, insanların birbirlerini yanlış anlamasına, davranışları yanlış yorumlayarak gönül koymasına fırsat vermemek gerekir. Yanlış anlaşılabilecek davranışların sebeplerini hemen açıklamak icab eder. Bu konudaki ihmâller, telâfisi kolay olmayan kırılmalara yol açabilir. Şüphesiz müslüman iyi kalbli, hassas, başkalarıyla iyi geçinen, başkaları da kendisiyle kolay anlaşıp ülfet eden alçak gönüllü bir insandır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Hediye alıp vermek sünnettir. 2. Helâl olmayan hediye kabul edilmez. 3. Bir hediyeyi kabul etmeyen kimse, onu neden kabul etmediğini açıklamalıdır. “İyilik Güzel Ahlâktan İbarettir” Hadisi Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle dedi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum. Buyurdu ki “İyilik güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.” Müslim, Birr 14, 15. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 52 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Peygamber Efendimiz iyiliği özlü bir cümle ile tarif ederek “İyilik güzel ahlâktır” buyuruyor. Bu vecizesiyle, güzel ahlâklı olan kimsenin iyilikten başka bir şey yapamayacağını anlatıyor. Güzel ahlâk, İslâmiyet’in insanları götürmek istediği hedeftir. Emir ve yasaklarıyla ilâhî buyruklara harfi harfine uyan müslümanların alacağı mânevî şekil ve kıvamdır. Allah’ın buyruklarını samimiyetle yaşayan kimselerin vücudunu bir elbise gibi kavrayan bu hal, onların mükemmele ulaşmasını sağlar. Böyle kimseler toplumdan saygı gördükleri gibi, bütün davranışları hayranlık uyandırır. Kendilerinden kötülük beklenmez. İyi olabilmek, iyiliğe varabilmek için insanın kendinden bir şeyler vermesi gerekir. Bu, yerine göre başkalarını kendine tercih etmek, haksızlığa uğrasa bile haksızlık yapmamak, kendisine fenalık yapanı bağışlayabilmektir. İyiliğe varabilmek için Allah yolunda para harcamayı tavsiye eden âyet Âl-i İmrân sûresi, 92, kendinden bir şeyler vermenin maddî cephesine işaret etmektedir. Zengin servetini harcayarak, makam sahibi itibarını iyi yönde kullanarak, âlim öğreterek, bedeni güçlü olan hakkı ve haklıyı savunarak iyiliğe ulaşabilir. İyiliğe ulaşabilenler, sahip oldukları bu güzel ahlâk sayesinde Allah’ın rahmetini, rızâsını ve cennetini kazanacakları için hayatlarını kendilerinden beklenen yönde dolu dolu yaşamış olurlar. İyiliğe ulaşan kimselerin gönülleri, iyi ve kötü davranışları kolayca farkeder. Bununla beraber herkes vicdanını rahatsız eden, içini kemirip duran, gönlünde pişmanlık uyandıran bir hareketin fenalığını anlayabilir. Başkalarının duyması istenmeyen, ya duyarlarsa diye insanı tedirgin eden haller, o davranışların kötü olduğunu gösteren önemli işaretlerdir. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. İnsan iyi ve kötünün ne olduğunu öğrenmeli, kötülükten sakınıp iyiliğe sarılmalıdır. 2. Fazilet, hayır ve iyilik diye bilinen haller ve davranışlar güzel ahlâktan ibarettir. 3. İnsan, gönlünü rahatsız ve tedirgin eden davranışların günah olduğunu anlamalı ve onlardan uzak durmalıdır. “Hayırlınız, Ahlâkı Güzel Olanınızdır” Hadisi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi, çirkin olan hiçbir şeye de özenmezdi. Şöyle buyururdu “Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.” Buhârî, Menâkıb 23, Fezâilü ashâbi’n-nebî 27, Edeb, 38-39; Müslim, Fezâil 68. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 47, 69 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Resûlullah Efendimiz’in yaratılışındaki güzellik, sözüne sohbetine olduğu kadar tavır ve hareketlerine de yansırdı. Onun kaba ve çirkin bir söz söylediği, utanılacak veya göreni utandıracak bir iş yaptığı hiç görülmezdi. Üzerindeki çeşitli baskılar sebebiyle fenalık yapamayan bir kimse, bazı fenalıklara imrenip uygun şartlarda onları yapmayı arzu edebilir. Fakat Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem çirkin ve fena olan hiçbir şeyi benimsemez, ona gönlünde meyil duymazdı. Çünkü çirkinlik onun tabiatında yoktu. İslâm öncesi yaşanan çirkin hayat tarzı, ona hiçbir menfi tesir yapamamıştı. Resûl-i Ekrem iyiliğin, hayır ve faziletin şaşmaz ölçüsünü verirken “Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır” buyururdu. Hadisin bazı rivayetlerinde “hayırlınız” yerine, “içinizde en çok sevdiğim” ifadesi geçtiğine göre Buhârî, Fezâilü ashâbi’n-nebî 27, Resûlullah’ın en sevdiği kimsenin güzel ahlâklı insan olduğu anlaşılmaktadır. Ahlâk güzelliği, iyilikleri benimsemek, kötülüklerden uzak durmak suretiyle ortaya çıkar. Resûlullah Efendimiz hayatı boyunca bunu öğretmiştir. Çünkü onun en önemli görevlerinden biri, mükemmel ahlâkı bizzat yaşayarak öğretmek ve İslâmiyet’in getirdiği ahlâk değerlerini benimsetmekti. Tirmizî’nin bir rivayetine göre, tâbiîn neslinden Ebû Abdullah el-Cedelî Hz. Âişe’den Peygamber Efendimiz’in ahlâkını sormuştu. Hz. Âişe annemiz bu soruya şu cevabı vermişti “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı gibi, o çirkin olan hiçbir şeye de özenmezdi. Çarşıda pazarda bağırıp çağırmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi. Tam aksine kusurları bağışlar, hatta yüzünü çevirip hatayı görmezden gelirdi.” Birr 69 Böyle olan bir kimse, insanların en hayırlısı olmaya elbette hak kazanır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Peygamber Efendimiz’in hem kendisi hem de davranışları güzeldi. 2. Çirkin sözden, çirkin davranıştan nefret ederdi. 3. Güzel ahlâk sahibinin en hayırlı insan olduğunu söylerdi. Kıyamet Gününde Mümin Kulun Terazisinde En Ağır Gelecek Olan Şey Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” Tirmizî, Birr 61 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Şu dünyada bir mü’minin bütün çabası, Allah’ın huzuruna eli boş varmamak, sevaplardan başka hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o dehşetli hesap gününde, ilâhî huzura makbul ibadetlerle çıkmaktır. Hadisimiz bize bu konuda önemli bir ip ucu vermekte, amellerin değerlendirildiği kıyamet gününde, en makbul ibadetin güzel ahlâk olacağını belirtmektedir. Zira bütün ibadetlerin tek hedefi, insanı güzel ahlâk sahibi yapmaktır. Kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, verdiğimiz sadaka ve zekâtlar hep bizi olgunlaştırmak, mükemmel ahlâka götürmek için farz kılınmıştır. Zira Allah Teâlâ’nın bizim namazlarımıza, oruçlarımıza, zekât ve sadakalarımıza ihtiyacı yoktur. Bunlar ahlâk ve amellerimizi mükemmel hale getirmeye birer vesiledir. Allah’a iman eden bir kimse, güzel ahlâkı sayesinde ebedî kurtuluşa erecektir. Hadîs-i şerîfin ikinci kısmında Allah Teâlâ’nın sevmediği hareketlerden söz edilmekte, bunların kötü ve çirkin davranışlar, kötü ve çirkin sözler olduğu ifade edilmektedir. Bu gerçeği Resûlullah Efendimiz, değişik şekillerde birçok defa dile getirmiştir. Peygamberler Sultanı, olgun bir mü’minin hiç kimseyi kötülemeyeceğini, kimseye lânet okumayacağını, kimseye kötü bir söz söylemeyip kötü bir davranışta bulunmayacağını ve hiçbir çirkin harekete yeltenmeyeceğini bildirmiştir. Yaptığı kötü işler, söylediği çirkin sözlerle insanları rahatsız eden kimseler, hem dünyalarını hem de âhiretlerini perişan ederler. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Dünyada yapılan işler âhirette değerlendirmeye tabi tutulacaktır. 2. Âhirette en değerli ve en geçerli amel, güzel ahlâk olacaktır. 3. Yaptığı kötü, konuştuğu çirkin olan kimseler, Allah Teâlâ’nın en sevmediği, en fazla gazap ettiği insanlardır. İnsanları Cennete ve Cehenneme En Fazla Götürecek Şey Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e - İnsanları cennete en fazla götürecek şey nedir? diye soruldu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem - “Allah’a saygı takvâ ve güzel ahlâktır” buyurdu. - İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir? diye sorulunca da - “Ağız ve cinsel organdır” buyurdu. Tirmizî, Birr 62. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 29 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Ashâb-ı kirâm merak ettikleri konuları Peygamber Efendimiz’e sorup öğrenirlerdi. Bir gün ona - En fazla hangi hal ve davranışımız, hangi sözümüz cennete girmeye sebep olacaktır? diye sordular. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de - “Allah’a saygı ve güzel ahlâk” cevabını verdi. Takvâ diye ifade ettiğimiz kulun Cenâb-ı Hakk’a gösterdiği en üstün saygı ile insanların karşılıklı münasebetlerini düzenleyen güzel ahlâk, cennete en fazla girmeye sebep olan iki hal ve davranıştır. Güzel ahlâka gelince, Hasan-ı Basrî Hazretleri onu çok iyilik yapmak, kötülükten sakınmak ve güler yüzlü olmak diye tarif etmiştir. Büyük âlimlerimizden Şifâ-yı Şerîf müellifi Kâdı İyâz da güzel ahlâkın insanlarla güzel geçinmek, onlara kendini sevdirmek, merhamet etmek, verdikleri sıkıntılara katlanmak, yaptıkları kötülüklere sabretmek, kibirlenmemek, şiddet göstermemek, öfkelenmemek ve azarlamamak olduğunu söylemiştir. Görüldüğü gibi güzel ahlâkın kapsamı çok geniştir. Ashâb-ı kirâm Resûl-i Ekrem Efendimiz’e ikinci olarak - Cehenneme en fazla girmemize sebep olan nedir? diye sormuşlardı. Efendimiz de - “Ağız ile cinsel organ” diye cevap verdi. Ağız, söyleyeceği güzel sözler, yapacağı zikirler ile insanı cennete gönderebileceği gibi, insanlara ve kendisini yaratana karşı söyleyeceği çirkin sözler, küfürler, gıybet ve koğuculuklar, iftiralar ve daha başka kötülüklerle sahibini cehenneme yollayabilir. Muâz İbni Cebel hazretleri Resûl-i Ekrem Efendimiz’e - Beni cennete götürecek ve cehennemden uzaklaştıracak bir iş söyle! demişti. Efendimiz ona “çok büyük bir şey sorduğunu” belirterek uzunca bir cevap vermiş ve sözünü şöyle bağlamıştı - “İnsanları cehenneme yüz üstü düşüren günahın, dillerinin ekip biçtiklerinden başka bir şey olduğunu mu sanıyorsun?” Peygamber Efendimiz insanı cehenneme en fazla sokan iki şeyden diğerinin cinsel organolduğunu haber vermektedir. Bunlar Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı istikamette kullanıldığı, günaha âlet edilmediği sürece insana bir zarar getirmezler. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de “ırzlarını ve iffetlerini koruyan erkeklerle kadınlar” günahtan korundukları için övülmüşler, Allah Teâlâ’nın bağışını kazanmışlar ve kendileri için hazırlanan büyük mükâfatları haketmişlerdir. Hadisimizde takvâ ile güzel ahlâkın, ağız ile cinsel organın yanyana zikredilmesi anlamlıdır. Zira takvâ, kul ile Allah arasındaki ilişkiyi, güzel ahlâk ise kulların birbiriyle olan ilişkilerini en iyi şekilde düzenler. Öte yandan ağız, Allah’ı inkâr, gıybet, koğuculuk, iftira gibi çirkin davranışların ortaya konmasına sebep olabildiği gibi, cinsel organ da zina ve benzeri çirkinliklerin yapılmasına vesile olabilir. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Cennete girmeye en fazla sebep olan takvâ ile güzel ahlâktır. 2. Cehenneme girmeye en fazla sebep olan ise ağız ile cinsel organdır. "Müminlerin İman Bakımında En Mükemmeli Ahlakı En Güzel Olandır" Hadisi Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.” Tirmizî, Radâ’ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünne, 15; İbni Mâce, Nikâh 50 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? İlâhî emir ve yasakların hedefi, insanı mükemmel bir ahlâk sahibi yapmaktır. Allah’ın buyruklarına en fazla sarılan kimsenin en iyi ve en mükemmel mü’min olduğunda şüphe yoktur. İman, hayata güzel ahlâk halinde yansır. İşte bu noktadan hareketle Peygamber Efendimiz, imanı en sağlam müslümanın, ahlâkı en üstün insan olacağını söylemiş, iyi huylu olmayan kimsenin imanında mutlaka bir noksanlık bulunacağını belirtmiştir. İnsanlarla iyi geçinen, kendisiyle de iyi geçinilen, herkese güler yüzlü davranan, herkesin iyiliğini isteyen, kimseyi kırmamaya çalışan şahıslar şüphesiz iyi huylu insanlardır. Mükemmel imanın ölçüsü iyi huy olduğu gibi, hayırlı olmanın ölçüsü de kadınlara iyi davranmaktır. Hayırlı bir insan aile fertlerine iyi davranır, onları sever, onlarla ilgilenir, hatalarını görmezden gelir, ihtiyaçlarını en iyi şekilde temin etmeye çalışır. Aile fertlerine beslediği iyi niyet ve içten davranış sebebiyle onlar üzerinde öyle bir tesir bırakır ki, aile fertleri kendisini dünyanın en iyi insanı kabul ederler. Hanımlarına en iyi davranan aile reisi, şüphesiz dünyanın en hayırlı insanı olan Peygamber Efendimiz’dir. 280 numarayla daha önce geçen bu hadîs-i şerîfi açıklarken söylediğimiz gibi, hayırlı bir insan, ailesiyle iyi geçim hususunda Peygamber Efendimiz’i örnek alır ve tıpkı onun gibi * Hanımına duyduğu sevgiyi zaman zaman dile getirir ve ileride onun için tasarladığı güzel şeylerden söz eder. * Tatlı bir sohbet için çeşitli vesileler bulur; gördüğü, duyduğu, okuduğu faydalı bilgileri hanımına anlatır. * Zaman zaman şakalar yapar; güler, güldürür; evin içinde samimi bir hava meydana getirir. Peygamber Efendimiz hayatının muhtelif dönemlerinde Hz. Âişe ile koşular yapmıştır. Bu yarışlarda ilk zamanlar Efendimiz’i geçen Âişe annemiz, daha sonraları kilo aldığı için Efendimiz onu geçmiş ve sevgili eşine “Bu o yarışın karşılığıdır” diye şaka yapmıştır Ebû Dâvûd, Cihâd 61. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Mü’min bütün insanlara, özellikle aile fertlerine iyi davranır. Onların iyiliklerini ister, hatalarını görmezden gelir. 2. Hayırlı olmanın ölçüsü, eşine iyi davranmaktır. Eşine iyi davranmayan kimsede hayır yoktur. Güzel Ahlak Hakkında Hadis-i Şerif Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi “Bir mü’min, güzel ahlâkı sayesinde, gündüz oruç tutup gece namaz kılan kimselerin derecesine ulaşır.” Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 62 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? İbadetler genel olarak farz ve nâfile olmak üzere ikiye ayrılır. Farz ibadetler, yapılmasını Allah Teâlâ’nın Kur’ân-ı Kerîm’de emrettiği ibadetler olup onları her mü’minin bizzat îfâ etmesi gerekir. Farzların yerini tutacak başka bir ibadet veya hayır yoktur. İnsanın dünya kadar serveti olsa ve bu servetinin tamamını, kılamadığı iki rekâtlık bir farz için harcasa, Allah Teâlâ affetmedikçe, yine de borcunu ödemiş sayılmaz. Bu sebeple hadisimizde sözü edilen oruç ve namaz, yapmaya mecbur olmadığımız halde, Allah rızâsını kazanmak için fazladan tuttuğumuz nâfile oruç ve kıldığımız namazlardır. Peygamber Efendimiz iyi huyun Allah katında çok değerli olduğunu anlatmak için onu nâfile olarak tutulan oruç ve geceleri kılınan nâfile namaz ile bir tutmuştur. Gece ibadetlerinin en makbûlü, uykunun en tatlı zamanında kalkıp Allah rızâsı için teheccüd namazı kılmaktır. Gündüz ibadetlerinin en makbûlü ise, yazın sıcağına aldırmadan, dili damağı kuruyarak oruç tutmaktır. Nitekim İmâm Mâlik’in Muvatta’ında, hadisimizdeki “gündüz oruç tutan kimse” yerine öğle sıcağında dili damağına yapışarak oruç tutan kimse ifadesi yer almaktadır Hüsnü’l-huluk 6. Kısaca belirtmek gerekirse, bir kimse insanlarla güzel geçinerek yani onlara iyilik ederek, merhametli davranarak, kibirlenmeyerek, şiddet göstermeyerek, öfkelenmeyerek, zarar vermekten sakınarak, verdikleri sıkıntılara, yaptıkları kötülüklere sabrederek ve güler yüzlü davranarak büyük sevaplar kazanır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. İyi huy mü’minin en belirgin özelliğidir. 2. Mü’min bu özelliği ile Allah rızâsı için oruç tutup namaz kılan kimseler gibi sevap kazanır. Peygamberimizin Cennette Kendilerine Köşk Verileceğine Kefil Olduğu Üç Kimse Ebû Ümâme el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye cennetin kenarında bir köşk verileceğine ben kefilim. Şakadan bile olsa yalan söylemeyen kimseye cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim. İyi huylu kimseye de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.” Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 58; İbni Mâce, Mukaddime 7 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Peygamber Efendimiz önce kötü huylardan ikisine temasla bunların terk edilmesini istemekte ve bu huyları terk edenlere verilecek mükâfattan söz etmekte, sonra da bütün kötü huylardan arınan kimsenin en yüksek dereceye ulaşacağını belirtmektedir. Kendini haklı, başkasını haksız göstermek için çekişmek ve karşısındakini aşağılamaya çalışmak çirkin bir huy, bir haksızlık, kısacası zulümdür. Doğru bildiği bir hususu karşısındakine mutlaka kabul ettirmek için uğraşmak da doğru değildir. Çünkü karşı taraf kendi bildiğinden vazgeçmemek için direndiği takdirde, tatsız olaylar çıkabilir. Faydadan çok zarar meydana gelebilir. Kötü huylardan biri de yalan söylemektir. Bize inanan ve güvenen birini yalan söyleyerek aldatmak, ona ihânet etmektir. Yalanın şaka yollu söylenmesi bile çirkindir. İnsanları eğlendirmek için yalan söyleyen kimselerin ne fena bir iş yaptıklarını göstermek için Peygamber Efendimiz “Yazıklar olsun milleti güldürmek için yalan söyleyen kimseye; yazıklar olsun; yazıklar olsun” buyurmuştur. Ebû Dâvûd, Edeb 80; Tirmizî, Zühd 10 İyi huy dediğimiz güzel ahlâk ise, insanın en değerli meziyetidir. Allah Teâlâ Peygamber Efendimiz’in en üstün yanını belirtirken, “Sen en güzel ahlâka sahipsin” Kalem sûresi, 4 buyurmaktadır. Müslümanlar huyları güzelleştiği ölçüde Allah’a ve Resûlü’ne yaklaşır, onların sevgisine hak kazanırlar. Kötü huylu kimse, başkalarından önce kendisine yazık eder. Çünkü onun bu hali, kolay kolay iyileşmeyecek belki de ömür boyu kendisinden ayrılmayacak bir hastalıktır. Rivayet edildiğine göre Abdullah İbni Mübârek hazretleri bir yolculuk sırasında kötü huylu bir adamla arkadaş olmuştu. Adamın suyunca gitmeye, dediklerini yapmaya, onu kırmamaya çalıştı. Yolculuk sona erip de kötü huylu arkadaşından ayrılırken, İbni Mübârek, çok değerli bir dostundan ayrılıyormuş gibi ağlamaya başladı. Onun bu haline hayret edenlere şunları söyledi Ben bu adama acıdığım için ağlıyorum. Çünkü yolculuk bitti, ben de kendisinden ayrıldım. Fakat onun kötü huyu hâlâ kendisiyle beraber. Aklı başında bir kimse kendini tanımaya gayret etmeli, kötü huylarını bulup onlardan kurtulmaya çalışmalıdır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. İnsan haklı da olsa faydasız münakaşalardan uzak durmalıdır. 2. Şaka yollu bile olsa, yalan söylememelidir. 3. Allah Teâlâ’nın en çok sevdiği kimseler, iyi huylu olanlardır. 4. Bu özelliklere sahip olan kimselere ikrâm olarak cennetin muhtelif yerlerinde saraylar verilecektir. Peygamberimizin Sevdiği ve Sevmediği Huylar Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimselerdir. Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lugat paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir.” Ashâb-ı kirâm - Yâ Resûlallah! Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanları, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenleri biliyoruz. Fakat bilgiçlik taslamak için lugat paralayanlar mütefeyhik dediğiniz kimlerdir? diye sorduklarında - “Kibirlenen kimselerdir” cevabını verdi. Tirmizî, Birr 71 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Âhirette insanlar, dünyada yaptıklarına veya yapmadıklarına göre mükâfat veya ceza göreceklerdir. Cehennem gibi cennet de farklı derecelerden meydana gelmektedir. Cennetin en değerli mevkii, Resûlullah Efendimiz’e en yakın olan yeridir. Peygamberler Sultanı’na komşu olmak şüphesiz şereflerin en büyüğüdür. Hadîs-i şerîfte sözü edilen yakınlık, kıyamet gününde Resûlullah Efendimiz’in şefâatini kazanabilmek için ona yakın mesafede bulunma imkânına da işaret etmektedir. Demek oluyor ki, hem mahşerde, hem cennette Resûl-i Zîşân’ın iltifatını kazanabilmek için iyi huy sahibi olmak şarttır. Zaten ilâhî emir ve yasakların yegâne hedefi, insanı güzel ahlâk sahibi yapmaktır. Büyük Türk âlimi, tebe-i tâbiîn neslinin ileri gelen muhaddis, zâhid ve fakîhlerinden biri olan Abdullah İbni Mübârek hazretleri güzel ahlâkı tarif ederken, onun güler yüz göstermek, herkese iyilik etmek ve kimseye zarar vermemek olduğunu söylemiştir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e cennet komşusu olabilmek, dolayısıyla şu fâni hayatı en iyi şekilde değerlendirmek için ahlâkımızı güzelleştirmeye çalışmalıyız. Resûlullah Efendimiz’in en sevmediği huylardan birinin yapmacık tavırlarla konuşmak olduğunu bu hadîs-i şerîften öğrenmekteyiz. Tabiî olmayan davranışların, normal insanları rahatsız ettiği mâlumdur. Zevk-i selîmin en incesine sahip olan, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine lutfettiği iç ve dış güzellikler sebebiyle de iyi ve güzeli çok iyi tanıyan Nebiy-yi Muhterem Efendimiz, ne güzel konuşuyor dedirmek için yapmacık tavırlarla özene bezene konuşmayı, bilgiçlik taslayarak lugat paralamayı son derece yakışıksız bulmakta, böyle yapan kimselerden nefret etmektedir. Demek oluyor ki, güzel konuşma hastaları, âhiret hayatında Resûlullah Efendimiz’e yakın olma bahtiyarlığından mahrum kalacaklardır. Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Güzel huylu kimseler, âhirette Resûlullah Efendimiz’e komşu olacaklardır. 2. Özentili konuşmak kötü bir huydur. 3. Ne güzel konuşuyor dedirmek için kendini zorlayan kimseleri Peygamber Efendimiz hiç sevmez. 4. Kibirli olmaları sebebiyle yapmacık tavırlarla güzel konuşmaya özenenler, kıyamet gününde Resûlullah Efendimiz’e en uzak mesafede bulunacaklardır. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
en güzel ayetler ve anlamları